Havuz, deniz, göl gibi sularda yüzmek ve oyun oynamanın çocukları ne kadar eğlendirdiğini hepimiz biliriz. Okulların kapanması ve pandemi kısıtlamalarının azalması ile birlikte, sıcakların da etkisiyle; hem güzel vakit geçirsinler, hem sportif aktivitede bulunsunlar diye aileler çocuklarını deniz, havuz ve su parklarına yönlendirmeye başladı. Fakat ailelerin ve çocukların bazen sulardan bulaşan mikroplar sebebi ile eğlencesi kabusa dönüşebiliyor. Bu sebeple ailelerin Covid-19 önlemlerinin yanında Rekreasyonel su hastalıkları (RSH) kavramından da haberdar olması gerektiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ö. Gamze Gülfidan, yüzülen ortamın uygun olmadığı durumlarda birçok sağlık sorununun gelişebileceğine dikkat çekti.
Rekreasyonel su hastalıkları nedir?
İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ö. Gamze Gülfidan, yüzme havuzlarında, sıcak su havuzlarında (termal), su parklarında hatta dekoratif havuzlarda mikroorganizma ya da kimyasallarla kirlenmiş suların yutulması, buharının solunması ya da su teması sonucunda ortaya çıkan hastalıklara Rekreasyonel su hastalıkları (RSH) dendiğini belirtti. Popüler inanışın aksine havuz temizliğinde sıklıkla kullanılan klorun mikroorganizmaları hemen öldürmediğini söyleyen Gülfidan, “bu süre dakikalardan saatlere kadar değişebileceğinden az miktarda yutulan mikroorganizma bulaşmış su bile hastalıklara yol açabilir. Tuzlu deniz suyunda mikroorganizmaların canlılığını koruması daha zor olsa da yüzeyi köpüklü ve yeşil görünümde olan deniz suları da risk oluşturabiliyor. Havuzlar ise dar bir alanda durağan su içerdiği için kolaylıkla kirleniyor ve mikroorganizmaların çoğalması için daha uygun ortam oluşuyor.
En sık görülen rekreasyonel su hastalıkları nelerdir?
Rekreasyonel su hastalıkları; deri, kulak, göz, sindirim, solunum ve nörolojik sistemde çok çeşitli enfeksiyonlarla kendini gösterebilir. Çocuklar, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler örneğin organ nakli olan, kemoterapi alan kişiler enfekte olduğunda daha ağır hastalığa yakalanabilir. Kirli sular sebebi ile en sık bildirilen hastalık ishaldir. Ateş, kusma, karın krampları ishale eşlik edebilir. Özellikle havuzlarda ishale sebep olan mikroplar, sıklıkla enfeksiyonu olan bir çocuğun sudayken bebek bezini kirletmesi durumunda suya geçebilir. Bunun yanında cilt enfeksiyonları, konjonktivit gibi göz hastalıkları, kulak yolu rahatsızlıkları, hepatit A ve solunum yolu hastalıkları görülebilir. Ayrıca suda bulunan kimyasallar sebebi ile çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Sağlıklı havuz sularında yüzerken kuvvetli kimyasal kokusu alınmaz. Koku alınıyorsa klor soluyorsunuz demektir. Bu da özellikle kapalı havuzlarda sorun olup tahrişe bağlı genizde yanma, öksürük, gözlerde kızarma, kaşıntı, deride kızarıklık ve hassasiyet ile sonuçlanabilir. Daha da önemlisi astım ataklarını tetikleyebilir.”
Nasıl korunuruz?
Kapalı ve açık alanlarda mutlaka dikkat etmemiz gerek Covid-19 önlemlerinin yanında havuz gibi durağan sulara girmeden önce ve çıkışta mutlaka temiz su ile duş alınması gerektiğini söyleyen Gülfidan “havuz öncesi ve sonrası hem kendimiz hem de çocuğumuzun en az bir dakika süreyle duş almasını sağlamalı ve havuzda bone takılmalı. Böylece hem havuzun temiz kalmasına yardım etmiş olursunuz, hem de kendimizi korumuş oluruz. Ayrıca bebeğimiz var ve alt bezi kullanıyorsa sık sık kontrol edilmeli. Bez kontrolünü havuz kenarında değil bu iş için ayrılmış alanlarda yapılmalı. Kontrol sonrasında eller mutlaka yıkanmalı. Çocuklarımızı havuzda su yutmaması ve idrarını yapmaması konusunda uyarmalı, eğer ishali varsa asla havuz gibi su alanlarına sokmamalıyız. Eğer vücutta açık yara varsa su geçirmez bandaj, göz ve kulak yolu enfeksiyonlarından korunmak için de gözlük ve kulak tıpası kullanmalıyız. Sudan çıktıktan sonra kulakların iyice kurulanması da önemli,” dedi.
Ayrıca Gülfidan, havuz dışı bulaşmayı önlemek için havlu ve terlik gibi kişisel eşyaların da paylaşılmaktan kaçınılması ve ıslak mayoların mümkün olduğunda değiştirilmesi gerektiğini belirtti.